III. OSMAN
Yirmi Beşinci Osmanlı Sultânı
Babası: II. Mustafa
Annesi: Şehsüvar Sultan
Doğum Târihi: 2 Ocak 1699
Vefât Târihi: 30 Ekim 1757 (58 y.)
Saltanat Müddeti: 13 Aralık 1754 - 30
Ekim 1757
Türbesi: İstanbul’dadır.
I. Mahmut'un (1730-54) kardeşi ve II. Mustafa'nın
(1695-1703) oğludur. Târihte pek dikkat çekmeyen bir pâdişahtır. Döneminin belirgin olayları gayrimüslimlere karşı artan hoşgörüsüzlük (Hıristiyanlar ve Mûsevîler ayırıcı kıyâfetler veya nişanlar giymek zorundaydılar)
ve büyük İstanbul yangınıdır.
I. Mahmut döneminde yapımına başlanan Nûruosmaniye Câmii onun döneminde
tamamlanmıştır.
III. Osman hayâtının çoğunu sarayda
hapis geçirdi. Pâdişah olmasından sonra bu durum davranışlarında bâzı
garipliklere yol açtı. Sık sık sadrâzam değiştirdi. Daha
önceki sultanların aksine müzikten nefret ediyordu ve saraydaki tüm müzisyenleri kovdu. Kadınlara
karşı duyduğu rahatsızlık yüzünden demir ayakkabılar giydiği, sesini duyan
haremdeki kadınların yoluna çıkmadığı rivâyet edilir. Yeni Câmi Turhan Vâlide Sultan Türbesi’ne
defnedilmiştir.
İlk Yılları
Leyla Başkadın.
Zevkî Üçüncü Kadın
Ferhunde Emine Dördüncü Kadın.
Dönemin Sadrâzamları
Çorlulu Köse Bâhir Mustafa Paşa: * ** (1752-1755), (1756-1757), (1763-1765)
Hekimoğlu Ali Paşa: * ** (1732-1735), (1742-1743), (1755-1755)
Nâilî Abdullah Paşa: * (1755-1755)
İstanbullu olup Davutpaşa semtinden Hacı Halil Ağa'nın oğludur. Tahsil gördükten
sonra 1713'te mülâzım olarak Dîvân-ı Hümâyun kalemine devam etmiş ve bu senelerde Yenikapı Mevlevîhânesi Şeyhi Peçevî Ahmed Dede Efendi'ye dâmat olmuştur. 1730'da beylikçi kesedârı
tâyin edildi.
1736 seferinde ordu ile berâber Babadağ ordugâhında bulunduğu esnâda beylikçi oldu (1736 Aralık). İran Seferi esnâsında
beylikçilik
başkasına verildiğinden rikab beylikçisi olarak İstanbul'da kaldı ve sonra teşrîfatçı oldu. Bunun teşrîfatçılığı esnâsında pek karışık bir hâle
gelmiş olan teşrîfat defteri tertip ve tanzim edilerek, teşrîfat merâsimi
kaleme alındı. 1745 tevcîhâtında teşrîfatçılık üzerinde kalmak üzere ikinci defâ beylikçi
oldu. Beylikçilikte maiyyetinde bulunarak kendisini yetiştirmiş olan Reisülküttab Kastamonulu Koca Mustafa Efendi'nin 13 Kasım 1747'de azil
ve sürgün edilmesi üzerine reisülküttab olup 1754 Kasım’da başdefterdarlığa tâyin olundu ve Hekimoğlu Ali Paşa *'nın üçüncü defâ sadâretten azledilmesi üzerine, 19 Mayıs 1755'te vezîriâzamlığa getirildi.
Sadâreti doksan dokuz gün kadar olup 24
Ağustos 1755'te azledilerek Sakız Adası'na sürüldü ve yerine Bıyıklı Silahdar Ali Paşa sadrâzam oldu. Nâilî Abdullah Paşa yine azli senesinde ve Eylül ortalarında Girit Beylerbeyliği ile Kandiye'ye gönderildi. 1757 Haziran’da arpalıkla Selânik ve Kavala sancakları verildi. 23 Ocak 1758'de Cidde Beylerbeyi olan eski sadrâzam Silahdar
Mehmed Paşa'nın vefâtı üzerine Cidde Beylerbeyliğine tâyinini ricâ ettiğinden oraya gönderildi ve Hac mevsiminde ziyâret-i Beytullah için Cidde'den Mekke'ye hareket ettiği esnâda hastalanarak yolda vefât eyledi ve
cenâzesi Mekke'ye
getirilip Hazret-i Hatice Türbesi civârına defnolundu
(1758 Ağustos).
Nâilî Abdullah Paşa'nın ilm-i kıraatle ilgili bir eseri ile müretteb dîvânı vardır. Hadîkatü’l-Vüzerâ Zeyli'nde maârif-i cüziyeden haberdar, sâlih, mütedeyyin bir zât
olduğu kaydediliyor.
Silahdar Bıyıklı Ali Paşa: * (1755-1755)
Vezir oluncaya kadar bıyık
bırakmadığı için “Bıyıklı” nâmıyla anılır.
Ayasofya Kâtibi Mehmed Efendi'nin
hizmetinde bulundu. Sesinin ve endamının güzelliği ile Hacı Ağa'ya müezzin
oldu. I. Mahmut döneminde Has Oda'ya alındı, silahdarlığa (1751) kadar yükselerek III. Osman üzerinde büyük nüfuz
kazandı.
Hekimoğlu Ali Paşa *'nın sadrâzamlıktan azlinden sonra Mayıs 1755'te sadrâzam adayı olarak vezirlikten nişancılığa, ardından
Nâilî Abdullah Paşa'nın azli üzerine sadrâzamlığa getirildi (24 Ağustos 1755).
Hekimoğlu Ali Paşa ve Nâilî Abdullah
Paşa'nın aleyhinde hareketlerde ve iftirâlarda bulunarak elde ettiği bu görevde
ancak 63 gün kalabildi. 25 Ekim 1755’te rüşvet suçlamasıyla azil ve
ardından îdam edilerek Seyyid Ahmet Deresi'ne defnedildi.
III. Osman'ın, Bıyıklı Ali Paşa'nın îdâmından
iki saat sonra pişman olduğu söylenmektedir. Sadâreti sırasında 36 saat süren
Hocapaşa Yangını çıkmış, Hocapaşa semti, Paşa Kapısı, Mahmud Paşa Câmii, Yahudiler Çarşısı ve Defterdar Kapısı tarafları tamâmen yanmıştır.
İstanbul'da Mîmar Ayas civârındaki Haydarhâne Mescidi'ne minber koydurmuş ve bir yangında hasar gören Cihangir Câmii'ni tâmir ettirmiştir.
Yirmisekizzâde Mehmed Saîd Paşa: * (1755-1756)
Edirnelidir. III. Ahmet saltânatında elçilik göreviyle Fransa'ya gönderilmiş olan ve ünlü Paris Sefâretnâmesi'nin yazarı Yirmisekiz Mehmed Çelebi'nin oğludur. Kendi kariyerinde de elçilik görevleri ön
plana çıkmıştır. Babası ile Paris'ten dönüşlerinde hâcegân sınıfına terfî ettirilerek sipâhî ve silahdar kâtibi olmuştur.
I. Mahmut'un tahta çıkışıyla saltanat değişimini Rus Çariçesi’ne bildirmek için şıkk-ı sâlis defterdârı unvânıyla Petersburg'a gönderilmiş, pâdişâhın tahta çıkışını tebrik için gelen
Şerbatof'a karşı fevkalâde elçi olarak önce Rusya'ya, oradan da XVII. yüzyıl başında Osmanlı Devleti'ne
sığınmış olan İsveç Kralı Demirbaş Şarl'ın taktığı borçları tahsil için sefâretle İsveç'e gitmiştir. Bu alacak ancak yüzyılın sonlarına doğru
İsveç'in borç karşılığı gemi vermesiyle tahsil edilebilmiştir.
1735-1739 Osmanlı - Rus - Avusturya Savaşı öncesinde, Avusturya aracılığıyla savaşı önlemek için yapılan Nemirov Müzâkerelerinde Reisülküttab Mustafa, Ruznamçe-i Evvel Ümnî, Sadâret Mektupçusu Râgıp Efendilerle birlikte silahdar kâtibi sıfatıyla yer almıştır. 1739 Belgrad Antlaşması sonrasında Avusturya ile hudut müzâkerelerini
iki yıl yürüten Yirmisekizzâde Mehmed Saîd Paşa, İstanbul'a dönüşü sonrasında, Haziran 1741'de nâme-i hümâyun ve Rumeli Beylerbeyi pâyesiyle, babası gibi elçilikle Paris'e gönderildi. Amaç, Rusların Belgrad Antlaşması'na riâyet
etmemelerinden dolayı I. Mahmut'un şikâyetlerini, antlaşma hükümlerinin tatbîkinin
sorumluluğunu üzerine almış olan XV. Louis'ye şifâhen iletmekti. İstanbul'a döndü ve tevkîî oldu.
1744 Şubat ayında Mısır'da ümerâ arasındaki anlaşmazlıkları araştırmak için Mısır'a
gönderildi. Defter emîni
oldu, Tiryâkî Hacı Mehmed Paşa *'nın sadrâzamlığa getirilmesi üzerine onun yerine kethüdâ tâyin edildi. Sadrâzamın sert tabiatı ve
aralarındaki fikir ayrılıkları nedeniyle geçinemediklerinden dolayı kendi
isteğiyle tekrar defter eminliğine tenzil edildi ve sonra ikinci defâ nişancı oldu.
Divitdar Mehmed Emin Paşa *'nın sadrâzam olması üzerine aynı târihte ikinci defâ sadrâzam kethüdâsı oldu. Fakat iki buçuk ay sonra azlolunarak ve evinde bile
oturmasına müsâade edilmeyerek Hicaz'a gitmesi emrolunup Mısır'a gönderilmek istendi ve Gelibolu'ya kadar yollandı ise de sonra vazgeçildi ve bir müddet
Gelibolu'da bırakılarak, bir fermanla İstanbul'a dâvet edildi ve üçüncü defâ nişancı oldu. Nişancılıktan ayrılmış ise de bir yıl sonra dördüncü defâ
nişancı olmuştur. Üçüncü defâ sadrâzam kethüdâlığına getirilmiştir.Sadrâzam Silahdar Bıyıklı Ali Paşa'nın zamânında
bu görevi yürüten Yirmisekizzâde Mehmed Saîd Paşa, Bıyıklı Ali Paşa'nın îdam edilmesi üzerine sadrâzam tâyin
edilmiştir. Ancak sadrâzamlığı üç aydan uzun sürmemiştir. Kararsız ve şüpheci
bir tabiatı olan III. Osman tarafından azledilerek, öldürülmeyeceğine dâir
kendisine emniyet gelmek için oğlu Yirmisekizzâde Mesud Bey mübâşir tâyin edilerek kendisi İstanköy Adası’na sürgün edilmiş, malları da
müsâdere edilmemiştir.
Yerine ikinci defâ Çorlulu Köse Bâhir Mustafa Paşa * tâyin edildi. Saîd Mehmed Paşa, daha sonra Hanya Sancağı’na ve Mısır Beylerbeyliğine tâyin edildi. Bu görevini de Köse Bâhir Mustafa Paşa'ya
bırakarak, Adana Beylerbeyi olmuş, bir fermanla
Beyşehir Sancağı da dâhil edilerek büyütülen Karaman Beylerbeyliğine getirilmiştir. Maraş Beylerbeyliğine tâyin edilmiş, aynı yılın Ekim ayında orada ölmüştür.
Değerli, bilgili, girişken, devlet
işlerine ve siyâsî vaziyete ve Avrupa ahvâline
vâkıf, tecrübeli ve iknâ kuvvetine sâhip bir vezirdi. Babasının 1720'deki Fransa elçiliğinden
dönüşte İbrâhim Müteferrika ile birlikte Türkiye'de ilk matbaanın açılmasında büyük rolü olmuştur. Kendisi
de, Rusya, İsveç ve Fransa'ya elçilikle gönderilerek görevlerini iyi bir
şekilde yürütmüştür. Ayrıca bir tıp ders kitabı ve İsveç Sefâretnâmesi’ni yazmıştır. İlk Türk Mason olduğuna dâir (kanıtlanmamış) iddiâlar mevcuttur.
Koca Mehmed Râgıp Paşa: * (1757-1763)
Şâir kişiliği ile tanınır. "Merd-i Kıptî şecaatin arz ederken sirkatin söyler (Çingene erkeği yiğitliğini
anlatırken hırsızlığını söyler)" beyiti darb-ı mesel olmuştur. Ayrıca
bilgi birikimi, devlet yönetmedeki becerisi ve de zamânının kriminal
suçlularını yakalamadaki zekâsı da bu güne kadar söylenegelmiştir.
İstanbul'da doğdu. Babası Defterhâne Kâtibi
Şevki
Mustafa Efendi’ydi. Yetenekli ve zeki bir insan olduğundan, küçük yaşta
babasının yanında Doğu dillerini öğrenmiş, iyi bir öğrenim görmüştü. Bağdat Defterdârı, sadâret mektupçusu, reisülküttab, Mısır Beylerbeyi olmuştur.
Bağdat Defterdarlığı sırasında bilim,
edebiyat ve idâre işlerinde gösterdiği başarı, Bağdat Beylerbeyi Ahmed Paşa’nın takdîrini
kazanmış, beylerbeyi için yazdığı kasîde de para bağışı ile
mükâfatlandırılmıştı. Devlet mêmurluklarının alt kademelerinden başlayarak sadrâzamlığa kadar yükselen Koca Râgıp Paşa, imparatorluğun çözülmeye yüz tuttuğu
bir dönemde sadrâzamlığı başarıyla yürütmüştür.
III. Mustafa'nın dul kız kardeşi Sâliha
Sultan ile evlenmiş, bu evlilik kendisini pâdişâha daha da yakınlaştırmıştır. Sadrâzamlığı sırasında
imparatorluk sürekli barış içinde yaşamıştır.
Eyâletlerde âsâyişin korunması, mâliyenin düzeltilmesi, askerin disiplinli eğitimi, savaş gemileri yapımı, Lâleli Câmii inşâsı, Koca Râgıp Paşa devrine rastlar.
Devlet adamlığını ve edebî kişiliğini
bir arada yürüten Koca Râgıp Paşa, yaşarken şiirlerini toplayamamış ancak
ölümünden sonra Müstakîmzâde'nin yardımı ile şiirleri düzenli bir dîvan hâlinde
toplanmıştır. Koca Râgıp Paşa'nın günümüze kadar gelen ve İstanbul kütüphânelerinin bâzılarında asılları bulunan diğer eserleri ise "Münşeat", "Mecmûa", "Tahrik ve Tevfik", "Sefinetü’r-Râgıp"'tır.
1763 yılında ölen Koca Râgıp Paşa,
İstanbul Koska'da
kendi adını taşıyan kütüphânenin yanında gömülüdür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapabilirsiniz.